1 Kasım 2010 Pazartesi

pazartesi sendromları...

Haftanın ilk gününe yine mi iş diye başlayıp ; ardından kolbastı bile oynamaya teşebbüs eden tek insan olmalıyım..Aslında bu durumuma sonradan bir anlam buldum.Normalde akşam 7'de çıkacağım işyerinden , çıkmadan iki saat önce 5'te çıkacağımı duydum.Demek ki sabah ki anlam veremediğim mutluluğumun sebebi buymuş..

Uzun zamandır bitirmeye çalıştığım kitabı bitirmeye biraz daha yaklaşıyorum bugünlerde.Taaa Van'dayken aldığım kitabın neredeyse senesi gelecek.Ama suç bende değil şu sınav belasını çıkaranlarda..şimdilerde kendime birde ales belasını sardım.artık diğer kitaba ne zaman başlarım kimbilir :)

..hee bir de  geçen haftadan beri kayıp olan şemsiyemin ortaya çıkması da ayrı bi ilginçlik.Her gördüğüme 'günde 10 defa beddua ediyorum şemsiyemi alana' demişken bugün şemsiyem geri geldi.Şeytan aldı götürdü satamadan getirdi :))  nasıl çıktı ortaya anlamadım ama ben olsam bu kadar laftan sonra ortaya çıkarmazdım.(fazla çirkeflik yaptım demekki )  eeee kardeşim haklıyım ama 3 günde 2 şemsiye heba olur mu canım...
zaten bulunmasaydı şemsiyem bulmak için yeni bi yöntem öğrenmiştim.şöyle ki : bir şeyiniz kayboluyor diyelim ve nasıl ortadan kaybolduğunu bilemiyorsunuz.Ama ortak yaşanılan bir yerdesiniz.Efendim herkesten tırnak alıyorsunuz.Bunlara ne yapıyorsunuz tam bilmiyorum ama gömüyorsunuz toprağa galiba.Sonra bir kaç gün sonra (süresi belli mi  o da muallakta ) alan kişinin karnı şişiyormuş...yani çaldıysa rahatsızlık veriyor ve söyleme gereği duyuyormuş...nasıl bir hurafedir kardeşim bu yaa..ilk defa duydum bende çok şaşırdım.keşke uygulasaydımda görseydim :)))

burada  çalışmaya devam ettikçe daha neler öğreneceğim acaba ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder